Göçmen Kaçakçılığı
ISBN: 9786258153415 2022 1. Baskı Criminal Law M.hüseyin Büyükkaya Adalet Yayınevi

Göç, gerek ihtiyari gerekse de zorunlu nedenlerle insanlığın her döneminde var olmuştur. Geçmişte fiziki ve teknik imkanların yetersizliğinden dolayı sadece yakın çevreye yapılabilen göç hareketleri, günümüzde ulaşım araçları ve teknolojinin gelişmesi ile dünyanın hemen hemen her yerine kolay bir şekilde yapılabilmektedir. Bu küreselleşme ve iletişim kanallarının artması ve gelişmesi sonucunda, dünyanın farklı bölgelerindeki insanların birbirlerinden haberdar olmalarını sağlamıştır. Bu da yaşam standartları arasındaki farkların daha net bir şekilde görülmesine sebebiyet vermiştir. Kara, deniz ve hava yoluyla yapılan göçler kural olarak devletlerin yasalarla belirlediği kurallara bağlı olarak yapılmaktadır. Devletlerin bu kurallar doğrultusunda sıkı olarak uyguladığı sınır ve vize politikaları sonucunda yasal yollarla göç edemeyen kişiler, yasal olmayan yolları denemeye başlamışlardır. Bu durum da maddi menfaat sağlamak amacıyla göçmen kaçakçılığı yapanlara başvuruların ve yasa dışı göç hareketlerinin artmasına sebep olmaktadır. Göçmen kaçakçılığı, sınıraşan ve iş birliği gerektiren bir suç tipi olduğundan uluslararası belgelerle göçmen kaçakçılığı faaliyetlerinin önüne geçilmeye çalışılmaktadır. Türkiye, göçmenler açısından hem kaynak ülke hem transit ülke hem de hedef ülke olmasından dolayı uluslararası çalışmalara ortak ve taraf olmaktadır. Bu konudaki temel uluslararası belgeler şunlardır: “Mültecilerin Hukuki Durumuna İlişkin 1951 Cenevre Sözleşmesi”, “Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin 1967 Protokolü”, “Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi” ve “Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesine Ek Kara, Deniz ve Hava Yoluyla Göçmen Kaçakçılığına Karşı Protokol”. Türkiye, jeopolitik konumu açısından maruz kaldığı yoğun yasa dışı göç dalgası sebebiyle ve göçmen kaçakçılığının önlenmesi adına imzalanan uluslararası sözleşmelere taraf olmasının getirdiği yükümlülüklerle iç hukukunda gerekli yasal düzenlemeleri yapmıştır. 03.08.2002 tarih ve 4771 sayılı Kanun değişikliği ile mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’na eklenen 201/a maddesinde ve halen yürürlükte bulunan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 79. maddesinde göçmen kaçakçılığı yaptırım altına alınmıştır. Bu çalışmanın birinci bölümünde; öncelikle göç ve göçle ilgili bazı temel kavramlar tanımlanmış, göç hareketleri sınırlandırılmıştır. Devamında ise yasa dışı göç kavramı genel olarak açıklanmış ve Türkiye açısından durumu incelenmiş, göçmen kaçakçılığının engellenmesi adına düzenlenen uluslararası ve ulusal mevzuattaki belgeler detaylı olarak açıklanmıştır. Sonrasında göçmen kaçakçılığı suçu, benzer suç tipleri ile karşılaştırılmıştır. Çalışmanın ikinci bölümünde ise öncelikle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 79. maddesinde düzenlenen göçmen kaçakçılığı suçu, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 201/a maddesinde düzenlenen göçmen kaçakçılığı suçu ile mukayese edilerek incelenmiştir. Devamında kanuni düzenleme ile korunmak istenen hukuki değer, suçun maddi unsurları, suçun manevi unsuru, bu suç tipinde uygulanabilecek hukuka uygunluk nedenleri, suçun konusu ve suçun mağduru kavramları Yargıtay kararları da dikkate alınarak değerlendirilmiştir. Sonrasında ise suçun özel görünüş biçimleri olan teşebbüs, iştirak ve içtima hükümleri açısından her bir seçimlik hareket ayrı ayrı ele alınarak irdelenmiş, suçun sübutu Yargıtay kararları doğrultusunda somutlaştırılmıştır. Ayrıca suçun daha fazla ceza gerektiren nitelikli halleri 765 sayılı Türk Ceza Kanunu ile mukayese edilerek değerlendirilmiştir. Son olarak, göçmen kaçakçılığı suçunun muhakeme usulü kapsamında soruşturma ve kovuşturma usulü, suçun zaman ve yer bakımından uygulaması incelenmiş; yargılamanın yapılacağı görevli ve yetkili mahkeme tespit edilmiş; göçmenlerin kamu davasına katılma süreci irdelenmiştir. Türk Ceza Kanunu kapsamında suçun yaptırımları tespit edilerek dava ve ceza zamanaşımı süreleri belirlenmiştir.