Mülkiyeti Saklı Tutma Sözleşmesine Uygulanacak Hukuk
ISBN: 9786052643808 2023 1. Baskı Medeni Hukuk Sercan Ecemiş Adalet Yayınevi

Bedel borcunun peşin olarak ödenmediği satım sözleşmelerinde, satıcıya ayni nitelikte bir teminat sağlayan mülkiyeti saklı tutma sözleşmesi, gerek karşılaştırmalı hukukta gerekse milletlerarası satım sözleşmelerinde sıklıkla başvurulan bir teminat aracıdır. Zira bu sözleşmeyle sağlanan teminat, doğrudan temel bir ayni hak olan mülkiyet hakkına dayanmaktadır. Özellikle teminatın konusunu bizzat satım sözleşmesine konu edilen malın oluşturması, bir başka eşyanın teminat olarak verilmesinin önüne geçmektedir. Yine bu sözleşmeyle alıcıya malı kullanarak borcunu ifa etme imkanı tanındığından sözleşme, diğer teminat ilişkilerinden pek çok yönüyle pozitif anlamda ayrılmaktadır. Mülkiyeti saklı tutma sözleşmesinin pek çok avantajına rağmen kanun koyucunun sözleşmeye yeterli önem atfetmemesi, sözleşmenin Türk hukuk uygulamasında yeterli ilgiyi görmemesine sebep olmuştur. Kanun koyucunun mülkiyeti saklı tutma sözleşmesi yerine diğer teminat ilişkilerini daha çok gözetmesi bir hukuk politikasıdır. Buna karşın karşılaştırmalı hukukta bu sözleşmenin, satım sözleşmelerinin olağan bir klozu haline gelmesi ve milletlerarası satım sözleşmelerinde sıklıkla başvurulması sebebiyle, bu kayıtla satılan malın Türkiye’ye gelmesi halinde sözleşmenin akıbeti önem teşkil etmektedir. Zira artık işin içine yabancılık unsuru girdiğinden hem uygulanacak hukukun tespiti hem de uygulanacak hukukun Türk hukuku olması halinde uyuşmazlığın nasıl giderileceğinin çözümlenmesi gerekmektedir. İşte biz de bu çalışmada, yabancı unsurlu mülkiyeti saklı tutma sözleşmelerine uygulanacak hukuku incelemekteyiz. Ancak konunun önemi sebebiyle sözleşmenin Türk maddi hukukundaki durumu da ayrıntılı olarak incelenmiştir. Yine çalışmamızda konuya ışık tutabilmesi amacıyla, sözleşmenin karşılaştırmalı hukuktaki durumuna da değinilmiştir. Doç. Dr. Uğur TÜTÜNCÜBAŞI danışmanlığında yüksek lisans tezi olarak hazırlanan bu çalışma, 5 Nisan 2023 tarihinde Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde jüri önünde savunularak oybirliği ile kabul edilmiştir. Savunmadan sonra değerli jüri üyelerinin katkıları ve görüşleri doğrultusunda çalışmaya bazı eklemeler yapılmış ve yine yararlanılan kaynaklar güncellenerek çalışma basıma hazır hale getirilmiştir.