Bu çalışma günümüz toplumlarının en önemli yönünü oluşturan tüketim olgusuna odaklanmaktadır. Küreselleşme süreciyle beraber sermayenin siyasetten ayrılması, tüketim odaklı yeni bir dünya düzeninin kurulmasını sağlamakla kalmamış, aynı zamanda bireyin varoluşsal kaygılarını ve kimlik temelli taleplerini tüketim aracılığıyla giderdiği yeni bir dönemin kapılarını da aralamıştır. Bu dönemin en ayırıcı özelliği, toplumların her geçen gün daha fazla tüketime yönelmeleridir. Zira günümüz tüketim merkezli yaşam biçimine hayat veren kapitalist sistem, sahte ihtiyaçlar yaratmak suretiyle aşırı savurganlığı ve tüketimciliği özendirmeye, tüketim ediminin kendisini toplumsal bir ayrıcalık ve prestij konusu yaparak onu adeta kutsallaştırmaya çalışmaktadır. Ultra kapitalizmin, tüketimin yaygınlaşmasıyla sınıfsal çatışmaların azalacağı ve herkesin mutlu olacağı savının ise artık hiçbir değeri kalmamıştır. Aksine tüketim toplumunda; sınıfsal farklılıklar ve ayrıcalıklar gittikçe artmakta, insanî ilişkiler yerini nesnelerle kurulan ilişkilere bırakmakta, gerçek ihtiyaçlarla sahte ihtiyaçlar karışmakta, toplumsal ve dinî değerler metalaşmakta ve insanlar sürekli bir tüketim döngüsü içinde dolaştırılmaktadır. Bu çalışma, hem neo-liberalizm ekseninde işleyen kapitalist sisteme yönelik bir eleştiriyi hem de tüketim girdabına düşmüş olan bireyin bu girdaptan nasıl çıkacağına ilişkin alternatif bir öneriyi içermektedir.
İçeriğe ait içindekiler bölümünün aktarımı devam etmektedir.
This book is available for the period specified under the following Digital Rights Management (DRM) Terms:
Dear users, the source you want to download is used by the law No. 5846 on intellectual and artistic works and in accordance the copyright law it will be downloaded as encrypted for a period of 3 days. When time expires, your right to access the corresponding resource offline is over. In this context, you want to continue to download the source?