Hakikat Sonrası Çağda Kadın Ve Siyaset
ISBN: 9786257588089 2021 Politics Dr. Yeşim Hafızoğlu Editör : Prof.dr. Cemal Altan
Gazi Kitabevi

Bu kitap, hakikat sonrası çağ’da kadın ve siyaset ilişkisini çeşitli yönlerden ele almaktadır. Uzun yıllar sessiz bir çoğunluk olan kadınların içinde bulunduğumuz dönemde her ne kadar sesleri yükselse de siyaset içinde neden istenilen konuma gelemedikleri araştırılmaktadır. Hakikat sonrası çağ olarak Türkçeleştirilen bu terimin orjinali “post-truth era”dır. Bu kavram postmodernizmden sonra ortaya çıkmıştır. Modernizmin akla ve özneye verdiği değer postmodernizmle ortadan kalmıştır. Modernizmin hakikat ve gerçekliğe ilişkin atfettiği önem ise post-truth çağda önemini kaybetmiştir. Gerçeklik ve hakikat farklı anlamlara gelmektedir. Gerçeklik ortada olandır. Hakikat ise gerçekliğe uygun öznel bir düşünce üretme faaliyetidir. Zihinsel bir aktivite gerektiren hakikat, içinde bulunduğumuz dönemde değersizleşmiştir. Hakikat sonrası çağda kadın-erkek hukuki zeminde eşit olsalar da uygulamada farklıdır. Daha önceki dönemlerde hukuksal haklar anlamında eşitlik yokken kadın her alanda ikincil konumdayken bu dönemde erkeklerle eşit haklara sahip olsa da toplum içinde yine geri planda kalmaktadır. Bu dönemde kadının siyaset içindeki durumu ise siyasi parti liderlerinin kolayca ürettiği yalanlar sonucunda önceki dönemlere göre daha olumsuz bir haldedir. Tarihin belirli dönemlerinden günümüze kadar kadının var olma çabası ve siyasetteki eril egemenliğin hala etkisini sürdürdüğü bir gerçektir. Feminist hareketler sonucunda kadınlar toplumsal eşitlik elde etmeye başlasa bile siyasetin kapıları kadınlara tam olarak açılmamaktadır. Siyasete katılımda kadınlar nicelik ve nitelik açısından yeterince temsil edilememektedir. Hakikat sonrası çağda güvensizlikse en büyük sorundur. Gerçekle yalanın farkı ortadan kalkınca siyaset ortamı kadınlar için daha kaygan bir zemin haline gelmiştir. Siyasetçiler kadınlar için “yankı fanusu” oluşturarak onları sahte vaatlerle siyaset için hayaller kurmaya alıştırmışlardır. Sonuç olarak hakikat sonrası çağda kadınların siyasetteki temsil sorununun çözüleceği siyasi yalanlardan biridir. Kitapta hem post-truth dönemden öncesi hem de bu dönemdeki farklılıklar ve benzerlikler ortaya konulmaya çalışılmaktadır. Kadınların topluma olan katkılarını ve bu katkıların nasıl görmezden gelindiğine vurgu yapılırken toplumsal kalıp yargıların devamlılığının etkileri ortaya konulmuştur. İçinde bulunduğumuz ve etik değerlerin önemsenmediği bu dönemde amaç, siyaset ve kadın bağlamında farkındalığın artmasını sağlamak olacaktır.