1860’lardan Cumhuriyet’in kuruluşuna kadar geçen dönemde Osmanlı-Türk siyasal hayatının belki de en belirleyici kavramı olan Meşrutiyet, bütün dillerde tek kelimelik karşılığı olan bir tabir değildir. Türkçedeki güncel kullanımıyla kavramın, Batı dillerine genellikle “constitutional monarchy” şeklinde aktarıldığına rastlanmaktadır. Örneğin son yirmi beş yılda Ulusal Tez Merkezi’ne yüklenen 101 çalışmada Meşrutiyet’in İngilizce karşılığı olarak kullanılan sözcük budur . Oysa özellikle II. Meşrutiyet’in ilân edildiği ve yürürlükte olduğu dönemde, kavramın Batı dillerine aktarılışında bu karşılık neredeyse hiçbir zaman kullanılmamış, bunun yerine sadece “anayasal rejim” anlamına gelen “constitution” sözcüğü tercih edilmiştir. Nitekim II. Meşrutiyet’in ilânını izleyen dönemde çıkarılan kartpostal ve afişlerde yer alan ifade “Vive la Constitution”dur, “Vive la Monarchie Constitutionelle” değil. İlk bakışta bir ayrıntı gibi görünebilecek olan bu fark aslında hayli önemlidir, zira 1908’den itibaren Osmanlı-Türk siyasal söyleminde ana vurgunun monarşinin niteliğine değil, anayasal rejime doğru kaydığını göstermektedir. Esasen II. Meşrutiyet’in ilân günü olan 10–23 Temmuz’un 1935 yılına kadar “Hürriyet Bayramı” olarak kutlanmaya devam edilmiş olması da 1908’deki düzen değişikliğinin, çağdaşlarına “anayasalı bir monarşi”nin ötesinde bir anlam ifade ettiğinin bir göstergesi olarak anlaşılabilir.
İçeriğe ait içindekiler bölümünün aktarımı devam etmektedir.
Bu kitap aşağıdaki Dijital Hak Yönetimi (DRM) Koşullarıyla belirlenen süre için kullanılabilmektedir:
Değerli kullanıcımız, indirmek istediğiniz kaynak 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri kanunu kapsamında kullandırılmakta olup, telif hakları doğrultusunda 3 gün süreyle şifreli olarak indirilecektir. Süreniz dolduğunda ilgili kaynağa çevrimdışı erişim hakkınız bitecektir. Bu kapsamda kaynağı indirmeye devam etmek ister misiniz?
İndirdiğiniz kaynağı görüntülemek için yönergeyi takip ediniz