Aylak Köpek  12.Baskı
ISSN: 9789753632878 2000 Roman Sadık Hidayet Çevirmen : Mehmet Kanar Yapı Kredi Yayınları

Yazdıklarında yarattığı Kafkaesk dünyayla modern İran edebiyatının kurucularından sayılan Sâdık Hidâyet’ten Türkçede ilk çeviri Varlık dergisinin 1 Aralık 1957 tarihli sayısında çevirmen adı belirtilmeden yayımlanan “Üç Damla Kan” öyküsüydü (1957). Yirmi yıl sonra ise başka bir öyküsü, bu kez Behçet Necatigil’in çevirisiyle, Türkçeye kazandırıldı: “Sahipsiz Köpek” (Varlık, Aralık 1977). Necatigil’in değerlendirmesiyle “Roman ve hikâyelerinin konularını yoksul halk kesimlerinden alan, gerçekleri sosyal-devrimci bir yaklaşımla ve korku yüklü fantastik bir hava içinde değerlendiren … , bir yandan da yalnız adamın varlık nedenlerini araştır(an)” Sâdık Hidâyet’in Türkçede ilk kitabı ise, yine Behçet Necatigil’in unutulmaz bir çeviriyle dilimize kazandırdığı başyapıtı, tek romanı (ya da novellası) Kör Baykuş (Bûf-i kûr, 1936; Varlık, 1977) oldu. (Hidâyet’in, Rıza Şah’ın baskı yönetimi yüzünden gittiği ve eski İran tarihinin metinlerini aslından okuyabilmek için Pehlevice öğrendiği Hindistan’da yayımladığı bu kitap, İran’da yasaklanmıştı.) André Rousseaux’nun “yüzyılımız edebiyat tarihinde bir kilometre taşı” diye övdüğü Kör Baykuş, Fransızca, Rusça, İngilizce, Almanca, Macarca ve Çekçeden sonra aktarıldığı Türkçede, aynı zamanda çağdaş İran edebiyatından ilk roman örneğini oluşturuyordu. Necatigil, 1978’de yazdığı “Türkiye’de Çağdaş İran Edebiyatı / Doğumunun 75. Yılında Sâdık Hidâyet” yazısının sonunda şu dileğini dile getiriyordu: “Ben, Sâdık Hidâyet’i Türkçe’deki iki hikâyesi ve tek romanı Kör Baykuş’la sevdim. Vakti gelse de başka hikâyeleri ve masalları da çevrilse, diyorum.” Bu dileğin gerçekleşmesi yolunda ilk adım, Kör Baykuş’un önceli sayılan, ayrıca bu kitapla ve Üç Damla Kan’la birlikte Hidâyet’in üçlemesini oluşturan Diri Gömülen’in (Zinde be-gûr, 1930) 1995 yılında Mehmet Kanar’ın çevirisiyle Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkmasıyla atıldı. (Kör Baykuş dışında, Türkçede şimdiye kadar yayımlanan bütün Sâdık Hidâyet kitapları Kanar’ın çevirisiyle YKY’den çıkmıştır.) 1997’de ise Hidâyet’in çok yönlü insan ve yazar kimliğinin önemli bir yanını açığa çıkaran Vejetaryenliğin Yararları (Fevâid-i giyahhârî, 1927) yayımlandı. Kendisi de vejetaryen olan Hidâyet, Hazret-i Ali’nin “Midelerinizi hayvan mezarlığı yapmayın” sözüyle başladığı bu kitapta vejetaryenliği bütün boyutlarıyla ve nerdeyse bir dünya görüşü düzeyinde inceliyordu. 1998’de çıkan Hacı Aga’da (Haci Aga), Sâdık Hidâyet’in, İran’ın sermaye çevrelerinin ve dini bile çıkarlarına alet etmekten çekinmeyen yüzsüz politikacıların ipliğini pazara çıkaran gerçekçi taşlama yazarı yanıyla karşılaştık. 1999’da Üç Damla Kan’ın (Se katre hûn, 1932) yayımlanmasıyla Hidâyet’in üçlemesi tamamlanmış oldu. Hidâyet bu kitabında da, Kafka gibi modernlerin izinde bir yazar kimliğiyle, bunaltılı, karabasanlı bir dünya çiziyor, yalnızlık, gerçek dünyadan kaçış, boşluk duygusu ve ölüm gibi temel izleklerini sürdürüyordu. Aynı yıl çıkan Hayyam’ın Terâneleri’nde ise Ömer Hayyam’ı ve rubailerini bütün boyutlarıyla inceleyen bir araştırmacı olarak gördük Hidâyet’i. Sâdık Hidâyet’in Türkçede şimdilik son kitabı, adını Necatigil’in yıllar önce “Sahipsiz Köpek” adıyla dilimize çevirdiği öyküden alan Aylak Köpek (Seg-i vilgerd, 1942). Üçlemesinin devamı sayılabilecek kitaplarından biri olan Aylak Köpek, Hidâyet’in yaşam ve toplum görüşünün İkinci Dünya Savaşı’nın getirdiği yıkımla çok olumsuz bir havaya büründüğü, inziva ve intiharın kaçış yolu olarak gösterildiği, mutluluğu bu dünyada bulmanın mümkün olmadığının ele alındığı yedi öyküden oluşuyor. Hidâyet bu öykülerinde geniş ölçüde Freud’dan yararlanıyor. İnsanın “doğal ihtiyaçlar”ı ile “insani ve mantıki ihtiyaçlar”ının çeliştiğini gösteriyor. Bütün yazdıklarında yaptığı gibi, bir bakıma kendini anlatıyor.